- Yazmak ''Olmazsa olmazım''dı bir zamanlar.
- Peki şimdi neden yazmıyorsun?
-Yazmıyorum değil, ya-za-mı-yo-rum.
- Tam anladığımı söyleyemem.Yani yazmak istiyorsun da yazacak vakit mi bulamıyorsun, yoksa yazma yeteneğin mi kayboldu?
-Aslında ikisi de diyebilirim.Yani vakit bulamadığım için kendimle başbaşa kalamıyorum,kendimi dinleyemiyorum,düşüncelerimi toplayamıyorum,hatta düşünemiyorum bile.Öylesine yaşayıp gidiyorum işte.
-Haklısın! Korteksten yaşıyoruz çoğu zaman.Ben de kendimi robot gibi hissediyorum bazen.Her gün aynı şeyleri yapıyorum.Günler birbirinin fotokopisi sanki.
-Sence ne yapmalıyız bunu değiştirmek için? Peygamber Efendimiz (s.a.v.) '' İki günü eşit olan zarardadır.'' diyor.Zararımı hesaplayamıyorum bile...
- ???
-Bence iki günümüzün bir olmaması bu hayat temposu içinde çok zor.
-Kitap okumak ve her gün yeni bir şeyler öğrenmek...Öğrendiklerimizi de hayata geçirmek...Bu kısır döngüyü kırabilir.
- Kitap okumaya vakit mi var ki.
- TV izlemeye vakit varsa, kitap okumaya da vardır.
- TV izlemek için bir çaba harcamaya gerek yok ki.Zaten günün sonunda hiç bir şey yapacak halim kalmayınca izliyorum.
- Bir iki dakika önce kendimi dinleyecek vakit bulamıyorum, düşüncelerimi toplayamıyorum demiştin.TV izleyeceğin zamanları kendini dinlemeye ayırabilirsin.Gözlerini dış dünyaya kapatıp , içine bakabilirsin.
- İçime bakmak istemiyorum belki de...O kadar çok yara bere var ki içimde.Ne zaman içime baksam daha bir depressif oluyorum.
- Azizim sen içine değil geçmişe bakıyorsun demek ki...
- Peki nedir içine bakmak?
-''Hikmeti anlamaya çalışmaktır.'' Yaşadıklarındaki ya da yaradılışındaki hikmeti anlamak için de ''Yaradan''ı tanımak gerekir.
-Peki nasıl?
- Okuyarak, düşünerek, idrak ederek.
-Yine lafı okumaya getirdin.
- Ne yapayım,benim de pek bir şey bildiğim yok.Bir şeyler öğrenmek için bildiğim tek yol da bu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder